15 Kasım 2006

ATATÜRK'ÜN TURGUTLU'YU ZİYARETLERİ

1) 7 Eylül 1922 tarihli Perşembe günü,şimdi "Karpuz Kaldıran Parkı" olarak adlandırılan, Bodos adlı Rumun bahçesine kurulan çadırlı ordugahta geceleyerek komutanlarla birlikte,İzmir'in kurtarılması için gereken planları hazırladılar. 9 Eylül 1922 günü öğleye doğru Nif'e gittiler. 2) 29 Eylül 1922 günü, İzmir'den Ankara'ya geçişlerinde vagonlarından inmeden, beş dakika kadar istasyonda kalarak, kendilerini coşkuyla karşılayan halkı, pencereden selamlamışlar, en yakın bir tarihte gelerek kahvelerini içme vaadinde bulunmuşlardır.. 3) 26 Ocak 1923?de bu vaadlerini yerine getirip, trenden indiler, bir saatten fazla kalarak, kendilerine sunulan kahveyi içtiler, halkla sohbette bulundular. 4) 18 şubat 1923 de eşleri latife hanımla beraber, İzmir den Eskişehir?e geçişlerinde vagonlarından inmeden, pencereden halkı selamladılar yollarına devam ederek Eskişehir?de kendilerini bekleyen Lozan sulh konferansından dönen heyetimizle buluştular. 5) 27 Temmuz 1923 de eşleri latife hanımla birlikte İzmir?e geçerler istasyonda kısa bir süre durarak halkı selamladılar trenden inmeden konuştular. 6) 1 Ocak 1924 de eşleri Latife Halkı beraber,İzmir e geçerlerken istasyonda kendilerini görmeğe gelen halkla yarenlik ettiler ve şehrimizin ihtiyaçları konusunda arz edilenleri dinlediler. 7) 22 Şubat 1924 eşleriyle Ankara?ya dönüşlerinde vagon penceresinden halkı selamladılar. 8) 11 Ekim 1925?de şapka devrimi nedeniyle İzmir?e geçerlerken istasyonda halkı şapka ile selamladılar, karşılamaya gelenlerin hepsinin yeni kıyafeti benimsemelerinden çok memnun kaldılar. 9) Gazi Paşa, İzmir?de inceleme ve denetlemelerde bulunduktan sonra 6 Ekim 1925 günü özel trenle Manisa, Kasaba(Turgutlu), Salihli ve Alaşehir?e geçtiler. 18 Ekim 1925 günü ?Hakimiyeti Milliye? gazetesinde, bu geçişle ilgili şu bilgiler yer almıştır: ?Reisicumhur hazretlerinin treni, İzmir?den hareketle saat 7:55?de Manisa?ya geldi. Kendilerini, ilgili zevat ve halk karşıladığı halde uykuda olmaları nedeniyle görünmemişlerdir? Özel trenle istasyonda beş dakika kaldıktan sonra, Kasaba?ya hareket etmişlerdir. Memleketin, büyük müncisine (kurtarıcısına) karşı olan hissiyatını ifadeden acizim. Mârûzâtıma nihayet verirken edebi pâye vücutlarının milletin üzerinde dâim ve berkarar kılmasını Ulu Tanrıda tazarru ve niyâz eylerim. Yaşa, var ol, büyük Gazi! Gâzi paşa, yapılan konuşma ve gösterilen ilgiden dolayı Kasaba?lılara teşekkür etmiş, aynı tezahürat arasında kentten ayrılmıştır. 10) 10 Haziran 1925 Bursa?dan İzmir?e geçişlerinde suikasdi duyduklarından istasyondaki halkı, yavaşlayan trenden selamlamıştır. 11) 3 Temmuz 1926 İzmir?den Ankara?ya dönüşlerinde gece istasyondan geçmişlerdir. 12) 27 Ocak 1931 Ankara?dan İzmir?e ?Menemen Olayı? dolayısıyla geçerlerken, vagon penceresinden halkı selamlamışlardır. 13) 8 Nisan 1934 günü saat 17:00?de Salihli istihkâm taburunu ve saat 18:30?da Kasaba?daki Topçu Alayını denetlediler. Burada, çok sevdikleri ve vatanın gözbebeği Mehmetçik?lerle halleştiler. Vatanın büyük kurtarıcısı ile yurdun ebedi bekçileri âdeta koklaştılar. O anda, her asker, kim bilir ne tatlı göğüsler geçirdi? Gâzipaşa, Kasaba?daki Topçu Alayını denetleyecek diye, bütün halk, istasyona akmıştı sanki? Güvenlik kuvvetleri tedbir almış, halkı belirli olan bir noktadan içeriye sokmuyordu. Gâzi Paşa ise müdahale ediyor ve birazda anlamlı olarak; ?Komiser bey ! Bırakın halkımdan bana zarar gelmez! Yakınlarımdan gelir!? dedi. Bu sözler, büyük kurtarıcının bir zamanlar, canına kıymak isteyenlere karşı, yüreğinde açılan acı yaranın ifadesi olmalıdır. 14) 22 haziran 1934 de İran şahı Rıza Pehlevi ile birlikte geçerlerken halkı selamlamış, Manisa?da trenden inerek, otomobille İzmir?e geçmişlerdir. Bu seyahat, Ege?ye son gelişle olmuştur. Buna dair Cevdet Öktem?in anısı şöyledir; ?1934 yılının Haziran ayında, Kasaba kaymakamlığına, Dahiliye vekaletinde bir tel geldi. Atatürk?ün konuğu olan şaha ülkemizde İranlılar dilekçe veriyorlarmış. İşte telde bu konuya ilgi çekiliyor ve kentimizde bu konuda tedbir alınması isteniyordu. Gerekli tertibat alındı.Haziran ayı idi. Mevsimin meyvelerinden bir sofra hazırlanmıştı. Özel tren istasyona girdi.İstasyonda itina ile süslenmişti. Makinanın bir yanında Kazım Dirik, diğer yanında da Hacim Muhittin Çarıklı duruyordu. Biz Turgutlulu olarak, Şahla ilginç gelsin diye, yenilik olsun diye, müzik öğretmeni İsmail Bey?i, İran milli marşını öğrenmesi için Afyon?a göndermiştik. İsmail Bey orada İran milli marşını öğrendi ve kısa bir sürede de mızıka takımına öğretti.Özel tren, orta raya gelmişti. Şahın vagonda görünmesi ile birlikte mızıka takımı İran milli marşını çalmaya başladı. Şah, selama durdu. Marşın bitiminde şah trenden heyecanla atladı. Mızıka takımını kutlamaya giderken, heyecandan ayağı takıldı. Düşecek gibi oldu. Mihmandarı Fahrettin Altay, Şah?ı düşmesin diye tuttu. Şah, hazırladığımız meyvelerden bir erik aldı ve yedi. Bu arada yanımıza Atatürk?ün yâveri geldi: ?Kaymakam, Belediye reisi ve jandarma komutanını, Ata, trende bekliyor? dedi. Trene gittik. Atatürk üçümüzle ayrı ayrı ilgilendi, bizler de elini öptük. Abdülkadir KARAYEL Tarih Öğretmeni

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa